Antik Çağdaki Myndos kentinin üzerine kurulmuş Gümüşlük yarımadanın en sevimli yerlerinden biridir…
Gümüşlük koyunda yapılabilecek en güzel şeylerden biri buradaki restoranlarda gün batımını izlerken yemek yemek. Eğer sabah saatlerinde gelirseniz koya, buradaki fırınlardan poğaçanızı alıp Belediyenin işletmesinde olan kafeye oturup, bir çay söyleyin. Açın gazetenizi okuyun. Özellikle sezon tam açılmamışken sabah saatlerinde burası çok daha sessiz sakin ve huzurlu bir ortam oluşturuyor. Küçük köy özelliğini koruyan; balık pişirmekte ve ahtapot salatası yapmakta üzerlerine olmayan balıkçı lokantaları, koyun ilerisinde paçaları sıvayıp denizden yürüyerek gidilebilen tavşanların dolaştığı Tavşan Adası(Asar) ile her şey sevimlidir. Bodrum’dan gelirken sahile inmeden Peksimet boğazını geçip yel değirmenlerinin bulunduğu tepeyi aştığınızda inin aracınızdan. Gümüşlük’ü önce yukarıdan seyredin. Köyün girişinde aracınızı otoparka bırakacaksınız ve yürüyeceksiniz. Bizans döneminden kalan kilise bugün sanat evi olarak kullanılıyor. Tepedeki bir başka küçük kilise bara çevrilmiş. Yerlerde minderler, küçük bir kaktüs ormanı ve ayaklarınızın altında deniz.
Gümüşlük Tarihi
Myndos, ilk olarak Anadolu’nun en eski medeniyetlerinden olan Lelegler tarafından M.Ö 640 senesinde kurulmuştur. Kelime anlamı olarak Myndos “Ana Tanrıça ’ya Tapınmak ”tır. Antik kentin kalıntılarına en fazla rastlanan bölge ise Turgutreis ile Gümüşlük arasındaki yolun üzerinde, denize yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Bozdağ’ın tepeleridir. Ancak bunun yanı sıra bölgede yapılan araştırmalarda çok sayıda çanak-çömlek parçalarına rastlanmıştır.
Mavi Bayrak üyesi olan Gümüşlük’ün en dikkat çekici noktası Antik liman bölgesi ve burada yer alan meşhur Tavşan adasıdır.
SANAT VE SANATÇI DOSTU GÜMÜŞLÜK…
Gümüşlük yaz sezonunda konserlerden sergilere kadar pek çok kültürel etkinliğe de ev sahipliği yapan bir yerleşim. Sahil bölgesinin yanı sıra, otoparkın yakınındaki Eklisia kilisesinin önünde de konser için ufak bir alan oluşturuluyor. Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali Gümüşlük’te düzenlenen en önemli festival. Biraz Gümüşlük çevresini de dolaşmak isterseniz, Görülmesi gereken yerlerden en önemlisi Gümüşlük’ün simgesi haline gelmiş olan, Bodrum yolu üzerindeki yel değirmenleri. Yan yana sıralanmış olan yedi tane Yel Değirmeni hoş bir görüntü oluşturmaktadır.
KARAKAYA…
Biraz da Gümüşlük’ü tepeden izlemek isterseniz, Karakaya’ya mutlaka uğrayın… Deniz seviyesinden yaklaşık 350 metre yükseklikte Gümüşlük’ün tepesinde yer alan Karakaya Köyü, büyük bir kaya yamacına dayamış iki üç katlı, eski Rum taş evlerden oluşuyor. Gümüşlük koyuna hakim olan bu köy, 35 haneli olup nüfus mübadelesi sırasında terkedilmiş. Ancak yeni yeni yerleşimlerle köy yeniden canlanmış. Bu bölgedeki taş evlerin tamamının ön cepheleri batıya yani denize doğru bakmaktadır. Liman bölgesinde sahil boyunca sıralanmış begonvillerle süslü eski taş evlerin çoğu günümüzde pansiyon ya da balık restoranı olarak hizmet veriyor. Sit alanı içinde olduğundan, özellikle liman bölgesi ve bu sahil evlerine tek bir çivi çakmak yasak. Bu nedenle de eski dokusu aynen korunuyor.
GEZİ VE ALIŞVERİŞ…
Çevrede çok ilginç sokak isimleri de var… “Balık tutar şaşı kedi sokağı…” bunlara bir örnek… Rüzgâra kapalı olan koydaki Tavşan Adası’nın diğer adı ise Asar Adası. Bu adaya denizin içindeki antik Myndos kalıntılarını görerek yürüyebiliyorsunuz. Ancak arkeolojik çalışmalar ile birlikte adaya çıkış yasaklanmış durumda. Gümüşlük el sanatları çarşısı her ne kadar ufak bir çarşı olsa da, sıralanmış hediyelik eşya tezgâhlarından pek çok ürünü bulmak mümkün. Buradan alınabilecek hediyelik eşya arasında minyatür yel değirmenleri, magnetler, aksesuarlar, süs kabağı üzerine delikler delmek ve bu deliklere boncuk yerleştirmek suretiyle yapılan lambalar, bez bebekler sayılabilir.